30 Ekim 2009 Cuma

Kemankeşler Mersin'de



Aytekin biraderimizin daveti vardı Mersin’e. Toroslar Belediyesi 29 Ekim kutlamalarında okçuluk gösterisi yapılmasını da istemiş, Aytekin biraderimiz de yetiştirdiği pırıl pırıl öğrencileri ile birlikte Kemankeş gurubunun da gösteride hazır bulunmasını arzu etmişti. Aslında son günlerimizin çok yoğun geçmesine rağmen kıramazdık Aytekin hocamızı. Reddemezdik okçuluğa bu kadar emek ve gönül vermiş kardeşimizi

5 kemankeş istiyoruz dediklerinde hemen Üsküdar sancağından tedarik ettik gerekli sayıyı. Aramızda bir de yakışıklı olsun diye Mümin kardeşimizi de aldık Bursa’dan. Adana havaalanına tekerler değdiği anda uyandım ne yolculuğu hatırlıyorum ne kalkışı. Yorgunluktan uçağa oturur oturmaz uyumuşum meğerse. Adana havaalanında Aytekin biraderimizle Necati karşıladı bizleri. Mersin’e yolculuktaki sohbet ninni gibi geldi bana. Kahvaltı ve otelde kısa bir istirahatten sonra “başkan sizi bekliyor” dediler. Hazırlandık doğru Toroslar Belediyesine. Belediyenin güler yüzlü yöneticileri ve organizatörleri kapıda karşıladılar bizi. Devam eden bisiklet yarışlarına aldırmadan Belediye Başkanımız hoşgelden demek için belediyeye geldi. Mütebessim yüzüyle tatlı bir sohbete daldık. Mersinliler ve özellikle Aytekin biraderimiz bizleri rahat ettirmek için koşturuyordu. Kel kemankeş rolü için gittiğim berberin parasının bile ödendiğini duyunca kızarıyor, mahcup oluyordum. Biraz gezi, istirahat, nefis bir tantuni, şalgam ziyafetinden sonra okçuluk sahasına yollandık. Çocuklar, gençler sahada yarışıyor bir taraftan da sokak basketbolu turnuvası devam ediyordu. Kıyafetlerimizi giyip dışarı çıktıktan sonra etrafımızı meraklılar almaya başladı. Çocuklar ah o çocuklar nasıl da kocaman açıp gözlerini merakla sorular soruyor, oklarımıza tirkeşlerimizi kontrol ediyorlar. “Biz sizi televizyonda görmüştük” diyorlardı çoğunlukla. Nasıl da dünya tatlısı çocuklar. Yahu bütün çocuklar güzeldir de sanki okçulukla uğraşanlar daha bir güzeller. Önce Aytekin hocamızın öğrencileri hedefe sıralanmış balonları patlattılar birer birer. Sonra dünya şampiyonu okçumuz 50 metreden atış gösterisi yaptı. Sıra bize gelince aldık elimize mikrofonu. 5-10 dakikalık kısa bir malumat verdik okçuluk ve kemankeşlik hakkında. Seyirciyle beraber selamlama merasimi yaptık. Var güçleri ile dua etti bize mersinliler;

-" Safa nazarınız bizimle olsun!!!!!"

-“ Kuvvet olaaaa!!!!!!”

Kısa bir atış gösterisi yaptık. Alkışlar ve plaketlerle beraber oldukça uzun fotoğraf çektirme maratonu başladı. “Kusura bakmayın çocuklar yoruyor sizi” diyordu Mersinliler. Oysa biz çocuklarımızla kaynaşmak için tepemize çıksalar sesimizi çıkartmazdık. Rahatsız olmadığımızı söyledik. Nasıl zeka fışkırıyor gözlerinden onların, nasıl da pırıl pırıl geleceğimiz. Saha dışına çıkıp Mersin’in temiz havasını alma ihtiyacı hissettiğimizde güler yüzlü bir kızımız yaklaşıyor yanımıza.

-“Amca birde Osmanlı okçusu olacaksınız, ne bu elinizdeki, utanmıyor musunuz?” gözlerinin içi parlıyor bunu söylerken , nasıl da sevimli kerata.Mahcubiyet duyuyor ama hınzırlığı elden bırakamı yoruz gene.

-“Kusura bakma canım kızım nargile getiremedik” diye işi pişkinliğe vuruyoruz. Otobüsten bir başka okçu kızımız eliyle işaret yapıyor pandomim gösterisiyle beraber. Sigaranın zararları konusunda sevimli bir gösterisi aslında. Teşekkür ediyoruz bu minik koruyucu meleklerimize. İnşallah en kısa zamanda bırakırız şu zıkkımı. Yoksa rezil olacağız bu gidişle. Veya en azından onların görmeyeceği bir yere gitmek lazım.

Gösteri bittiği halde bırakmıyor bizi Mersinliler. Organizasyonda görevli arkadaşlar şehri gezdiriyor bize ve akşam yemeğine kadar sorular, cevaplar. Metin biraderimle ben konuşuyoruz en fazla. Anlatıyoruz, anlatıyoruz. Metin biraderim lafı dolaştırıp Okmeydanı’na getiriyor, ben gene her zamanki gibi kurganlara sokuyorum dinleyenleri. İlgi, sıcaklık, misafirperverlik. Akdeniz’in sıcaklığından insanların içtenliğinden ve Çocuklarımızın güneş parlaklığındaki kalplerinden harika izlenimler getirdik . Akdenizden Kemankeşlere, Mersinlilerin gülümseyen yüzlerinden, çocukların tatlı dillerinden damıtılmış, içten selamlar ve kocaman yürekler getirdik. Sağ olasın Aytekin hocam bize bu güzellikleri tattırdığın için. Sağ olasın Hamit Tuna başkan bize bu imkânı sağladığın için, sağ olasın Ferda hanım, sağ olasın Necati, sağ olun Mersin’in güzel insanları ve memleketimizin güneş çocukları, bize bu güzellikleri yaşattığınız için. Ve teşekkürler Metin, Ali, Mümin ve Azad biraderlerim. Sizlerle olmak ve bu güzellikleri paylaşmak güzeldi. Mersine sınırlı kontenjan dolayısı ile davet edemediğimiz arkadaşlarımız kusura bakmasınlar lütfen. Biz biliyoruz ve eminiz ki kalpleriniz her zaman olduğu gibi,gene bizlerle beraberdi. Gevezelik benden ama fotolar Ali hocanın himmetini bekliyor

Ekim 2009
Kelkemankeş
http://picasaweb.google.com.tr/kilicali1/Mersin#

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder